https://www.hayitbukuveziroglu.com/blog/rodosta-7-gun.html


Genel Konular
Yeniköy'den Mesudiye'ye
Rodos'ta 7 Gün

E-Posta Abonesi Olun




Yorumunuzu Yazın








Rodos'ta 7 Gün

Veziroğlu Pansiyon tarafından yazıldı. 3315 kere okundu.

04.06.2015 - 18:05 tarihinde yayınlandı.


Rodos'ta 7 Gün Yıl 1973 yılı. Dedem Veziroğlu’ nun Sedat isminde bir Teknesi var. Zamanın Datça’sının en büyük ve en namlı teknesi, bu tekne 8 metrelik içinde 12’süpersiter marka su devir-daimli bir motoru olan, yelkenli ve kamaralı bir tekne. O yıllarda Datça’da yavaş yavaş turizm canlanmaya başlıyor. Aynı zamanda yarımadanın ucunda bulunan tarihi antik Knidos kentinde kazılar yapılmakta. Amerikalı bir kadın Arkeolog tarafından. O yıllarda Datça’nın merkezi İskele’den Knidos’a karadan gitmek mesele. Yollar oldukça virajlı ve bozuk. Zaten kalabalık bir kafileyi oraya taşıyacak bir vasıta yok; ancak deniz yoluyla gitmek mümkün. Dedem Mesudiye-Datça arasında deniz motoru işletmeciliği yapmakta. Bazen günde 2 sefer yaptığı da oluyormuş. Aynı zamanda köyde kahvehane işletmektedir. Kahveye babam bakmaktadır. Köyün tek telefonu da kahvededir. Bir telefon gelir, karşısında kaymakam bey. Maiyetiyle Knidos’a gideceklerdir, kazı çalışmalarını yerinde izlemek için. Onları dedem götürür. Knidos’ta kazı çalışmaları çok renklidir. O yılların Datça’sının hiç olmayan sosyal yaşamına bir renk getirmiştir. Sürekli akşamları Amerikalılar parti vermekteydiler. Bütün başta kaymakam ve daire amirleri olmak üzere yerel eşrafta buradaydı. Onlar eğlendirilirken kazılarda çıkanlar gizlice Yunan Adaları üzerinden yurtdışına çıkarılmaktaydı.

O yıllarda iktidara gelen Bülent Ecevit’in eşi Rahşan hanımın İsviçre’den misafirleri olan profesörleri günlerce gezdirdiğini anlatırdı. Datça’dan Bozburun’a kadar kıyılardaki deniz fenerlerinde sorumlu Selahattin bey yanında birkaç işçi ile bile dedemin teknesiyle Bozburun tarafında bulunan Apostol Burnu’ndaki fenerin tüpünü değiştirmek için giderler. Burası Yunan adası Sömbeki’nin (Simy) tam karşısındadır. Tam bu civardayken motor arızalanır, dedemin anlatımıyla ‘cıvata kesmiştir’. Dedem motorun arızasını gidermek için çaba sarf etmez. Nasılsa Simy adası çok yakındır ve orda yaptırmayı düşünür. Burası çok fazla akıntısı olan bir boğazdır, yelken-kürek derken akıntı onları zaten Simy’e atmıştır. Simy limanına varınca Yunan jandarması gelmiştir. Jandarma karakolu zaten limanın girişindedir. Bakıyorlar ki tekne Türk bandıralı, Yunan bayrağı çekmemiştir; izinsiz girmiştir yunan sularına. İlk sorguları burada yapılır. Neden geldiklerini sorarlar. Onlarda ‘motor arıza yaptı, tamiri mümkün değildi; bizi akıntı sürükledi’ derler. Ardından vilayet merkezi olan Rodos’a götürürler. Savcının huzuruna çıkarırlar. Yanlarında Rodos’ta bulunan Türk Başkonsolosluğu’ndan bulunan bir tercüman vardır. Savcı ilk önce dedeme sigara ikram eder, dedem sigarasını almaz. Neden sigarasını almak istemediğini sorar Savcı. Dedem Türkiye’de Yargı mensuplarına büyük saygı gösterildiğini ve onların karşısında bacak bacak üstüne atılıp sigara içilmediğini anlatır tercüman aracılığı ile. Bu daha da çok hoşuna gitmiştir Savcı’nın. Bunun üzerine tekrar ısrarla sigara yakmasını ister dedemin. Dedemde sigarasını yakar. İfadesi Symi’dekinden farklı değildir. Motor arıza yaptı ve kendi çabalarıyla mümkün olmadığını ve akıntının onları Symi’e sürüklediğidir.

O dönemde Yunanistan’da 1967’de darbeyle başa geçen Albaylar cuntası iş başındadır. Türkiye’de CHP-MSP koalisyonu vardır. Ecevit Başbakan, yardımcısı Erbakan. Kıbrıs bunalımı yüzünden Türk-Yunan ilişkileri gergin ve yaklaşan savaşın gölgesindedir. İfadelerinin ardından bir otelin bodrum katında gözetim altına alınmak suretiyle burada 1 hafta sürecek olan misafirlikleri başlamıştır. Başlarına bir yedek subay vermişlerdir. Bu durumu duyan, o zamanlar Rodos’ta Kaleiçi’nde oturan Türk cemaatinden Datça kökenli olup dedemi tanıyanlar buraya akın etmişlerdir, geçmiş olsun demek için. Her akşam içtiklerini söylerdi dedem. O dönemde Knidos açıklarında Türk karasularında balık avladığı için Datça cezaevinde yatan Dimitri adında bir Yunan balıkçı vardır. Yunan hükümeti Dimitri ile karşılıklı takas yapılmalarını Türk makamlarına teklif eder. Türk makamları bu teklifi kabul etmezler. Bir haftanın sonunda mahkemeye çıkartılırlar, ilk duruşmada beraat ederler. Symi’de bıraktığı teknesi de bu arada Rodos’a bırakılıp tamir ettirilmiştir. Mahkeme sonrası Kaleiçi’ndeki Türk mahallesini ziyaret eder, oradaki akrabalara uğrar ve zor günlerinde kendisine destek olmak için geçmiş olsun ziyarete geldikleri için teşekkür eder.

Dönüşte Rodos’tan Symi’ye giden, Amerikalı turistleri taşıyan, yolcu gemisinin ardına bağlarlar tekneyi. Symi’ye yolculukları pek keyifli geçer. Dedem Veziroğlu’nun arkadaşları yolcu gemisine binerler. Dedem teknesinin dümenine geçmiştir. Yolcu gemisindeki Amerikalı turistler dedemi fotoğraf yağmuruna tutmuşlardır. Symi’nin ardından Datça’da kendisini bekleyen ailesine kavuşur. Her zaman 1973’deki Symi macerasını özlemle anlatırdı. Orada gördüğü yakın ilgi ve alakadan, cunta döneminde bile Yunan adaletinin büyüklüğünden bahsederdi. Bu arada 29 Aralık 2000 tarihinde kaybettiğimiz büyük Veziroğlu’nu özlem ve minnetle anıyorum. Allah Rahmet eylesin.

Anahtar kelimeler:  dadya, datça, simi, symi, rodos, betçe


Bu konuda hiç yorum yazılmamış! İlk yorumlayan sen olmak istemez misin?


BAĞLANTILAR

Veziroğlu Blog
Pansiyonumuz
Foto Galeri
Hakkımızda
İletişim
Datça hakkında detaylı bilgiler.
BİZİ TAKİP EDİN

Facebook/veziroglupension
Twitter/datcaveziroglu
TurkIYS tarafından tasarlanmıştır.